Paylaş

Gebelik Zehirlenmesi

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) Nedir?

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi)

Gebelik zehirlenmesi (preeklampsi), hamilelik döneminde ortaya çıkan tansiyon yüksekliği ve idrardaki protein seviyelerinin yükselmesine bağlı olarak diğer organlarda hasara neden olan, anne ve bebeyi tehlikeye sokabilecek ciddi bir gebelik komplikasyonudur.

Gebelik Zehirlenmesi Neden Olur?

Gebelik zehirlenmesinin neden olduğu tam olarak bilinememektedir, ancak bazı araştırmalar bu durumun bebeğin eşi olarak bilinen plasenta zarındaki anomalilerden kaynaklandığı belirtmektedir. Plasenta zarındaki kan damarlarına bağlı anomaliler, anne adayında kan basıncı sorununa yol açarak zehirlenme riski oluşturabilmektedir. Preeklampsisi olan kadınlarda gebeliğin erken döneminde plasentaya yeterli miktarda kan gönderimi için oluşan yeni kan damarlarının oluşumu düzgün bir şekilde gerçekleşmez veya işlevini tam olarak yerine getiremez. Bu durum yeni oluşan kan damarlarından plasentaya kan akışını azaltır ve gebelik zehirlenmesi komplikasyonu ortaya çıkar.

Annenin önceki gebeliklerinde preeklampsi tanısı konmuş ise, aynı sorunu sonraki gebeliklerinde de yaşama ihtimali yüksektir. Hamilelik öncesinde yüksek tansiyon hastası olan kadınlar, gebelik zehirlenmesi oluşumu bakımından risk altındadır. Obezite ve çoğul gebelikler de preeklampsi riskini artıran faktörler arasındadır.

Gebelik Zehirlenmesi belirtileri

Gebelik Zehirlenmesi Belirtileri Nelerdir?

Gebelikte zehirlenmenin en karakterize belirtisi yüksek tansiyon ve vücut genelinde görülen ödemdir. Bunun dışında ödeme bağlı hızlı kilo alımı, bulanık görme, geçici görme kaybı ya da ışığa hassasiyet gibi bazı görme problemleri, şiddetli baş ağrısı, bulantı ve kusma, baş dönmesi, idrarda yüksek protein miktarı, karın üst bölgesinde ağrı, karaciğer fonksiyonlarında bozulma ve nefes darlığı da gebelik zehirlenmesine görülen belirtilerden bazılarıdır.

Gebelik Zehirlenmesi Nasıl Teşhis Edilir?

Zehirlenme tanısı koyabilmek için öncelikle hastadaki belirtilerin sorgulanması gerekir. Gebelik zehirlenmesi tanısında başvurulan tıbbi değerlendirme yöntemleri şunlardır:

  • Kan Tahlili – Karaciğer ve böbrek değerlerine bakılır
  • İdrar Analizi – İdrarda protein kaçağı olup olmadığına bakılır
  • Fetal Ultrason – Bebeğin kilosu ve amniyon sıvısının durumu takip edilir
  • Non Stres Test (NST) – Bebeğin hareketi ile kalp atışlarının nasıl etkilendiği değerlendirilir

Tüm bu tetkik ve değerlendirmeler anne ve bebeğin zehirlenmeden ne derecede etkilendiğinin anlaşılmasına yardımcı olur. Preeklampsi tanısı alan anne adaylarının, hamilelik süresince normale göre daha sıkı takipte olmaları gerekir.

Gebelik Zehirlenmeleri Nasıl Tedavi Edilir?

Gebeliğe özgü bir hastalık olan gebelik zehirlenmesi, hamileliğin sona ermesi yani doğum ile birlikte kendiliğinden iyileşir. Preeklampsi tanısı konan anne adaylarının takibinde, doktorun bu hastalığın anne adayı ve bebek üzerindeki olumsuz etkileri ve olası bir erken doğum tablosunda bebeğin yaşayabileceği risklerin etkin bir şekilde değerlendirmesini yaparak, doğum için en doğru zamanın saptanması oldukça önemlidir. Doğumun planlandığı zamana kadar yapılması gerekenler, belirtilerin hafifletilmesi ve oluşabilecek risklerin kontrol altında tutulması gerekir.

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) Komplikasyonları Nelerdir?

Hafif şiddetli olarak seyreden preeklampsi tablosunda, bu durum genellikle hamileliğin son haftalarında başladığı için yakın takip ile anne adayı ve bebek üzerinde olumsuz etkiler oluşmadan doğum ile birlikte kendiliğinden sorunsuz bir şekilde sona erebilir. Ancak hamileliğin erken haftalarında başlayan şiddetli bulgularda, erken doğum riski yüksektir. Erken doğuma bağlı olarak bebekte gelişim bozuklukları, solunum, beslenme zorlukları gibi durumların oluşma riski artar. Erken doğum nedeniyle plasentanın rahim duvarından erken ayrılması nedeniyle aşırı kanama riskine bağlı olarak anne ve bebek açısından hayati risk de söz konusudur. Anne adayı açısından ise karaciğer yetmezliği, beyin kanaması, pıhtılaşma bozukluğu ve epilepsi benzeri nöbet geçirilmesi gibi ciddi riskler oluşabilir.

İlginizi Çekebilir: Gebelikte Beslenmenin Önemi Nedir?

Gebelik Zehirlenmesi Sık Sorulan Sorular

Gebelikte Tansiyon Kaç Olmalıdır?

Gebelik döneminde kan basıncının 140/90 (mm Hg) ve daha yüksek olması, preeklampsi de olmak üzere gebelik tansiyonu veya diğer sağlık sorunlarının habercisi olabilir.

Her Tansiyon Yüksekliği Gebelik Zehirlenmesine Yol Açar Mı?

Gebelik döneminde görülen yüksek tansiyon, her zaman gebelik zehirlenmesine yol açmaz. Hipertansiyon, gebelik öncesinde de var olabilir. Bu durumun gebelik zehirlenmesi olarak değerlendirilebilmesi için gebeliğin 20. haftasından itibaren normalden çok daha yüksek bir kan basıncının ve yüksek protein değerlerinin olması gerekir.

Preeklampsi Doğum Sonrası Devam Eder Mi?

Preeklampsi doğumun gerçekleşmesi ile birlikte kendiliğinden iyileşir. Semptomların bir kısmı doğumdan hemen sonra kısa sürede ortadan kalkarken, karaciğer ve böbrek değerleri bir kaç ay içerisinde normale dönmektedir. Düşük bir oran da olsa, bazı hastalarda doğumdan sonra da devam etmesi söz konusu olabilir. Bu nedenle preeklampsi tanısı alan hastaların tansiyon ve kan değerlerinin doğumdan sonra da takip edilmesi oldukça önemlidir.

Preeklampsi Önlenebilir Mi?

Gebelik zehirlenmesi önlenebilir bir durum olmamakla birlikte risk faktörleri azaltılabilir. Anne adayında preeklampsi riski olup olmadığı gebelik takibini yapan doktor tarafından belirlenerek riskin azaltılmasına yönelik bazı önlemler alınabilir.

Gebelik Zehirlenmesi Bebeğe Zarar Verir Mi?

Erken doğuma bağlı olarak bebekte gelişim bozuklukları, solunum, beslenme zorlukları gibi durumların oluşma riski artar. Erken doğum nedeniyle plasentanın rahim duvarından erken ayrılması nedeniyle aşırı kanama riskine bağlı olarak anne ve bebek açısından hayati risk de söz konusudur.

Gebelik Zehirlenmesinin Anne Açısından Ne Tür Olumsuz Sonuçları Olabilir?

Gebelik zehirlenmesi anne ölümlerinin oldukça önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Yüksek tansiyon, annede beyin kanamasına, beyin hasarlarına, karaciğer ve böbrekte ciddi organ hasarlarına ve körlüğe neden olabilir. Kalp yükündeki ani artışlar kalp yetmezliği ile sonuçlanabilir.

Doç. Dr. Taha Takmaz

Doç. Dr. Taha Takmaz

Kadın Hastalıkları ve Doğum ile ilgili faydalı bilgileri sizler için paylaşıyorum.

Diğer Yazılarımız

Call Now Button