Tıp dünyasındaki gelişmeler, insan sağlığını koruma ve iyileştirme konusundaki çeşitli yöntemlerin geliştirilmesine olanak sağlamıştır. Bu yöntemlerden biri de kordon kanı saklanmasıdır. Kordon kanı, doğum anında plasentanın içinde bulunan zengin kök hücre kaynaklarına sahip bir kaynaktır. Kordon kanı içerdiği kök hücreler sayesinde tıbbi araştırmalarda ve tedavilerde büyük önem taşır. Kök hücreler, vücudun farklı dokularına ve organlarına dönüşebilme yeteneğine sahip özelleşmemiş hücrelerdir.
İçindekiler
Bu özellikleri sayesinde birçok hastalığın tedavisinde kullanılabilirler. Kordon kanı kök hücreleri, özellikle kemik iliği nakli gerektiren hastalıklarda veya kan hastalıklarının tedavisinde kullanılabilir. Ayrıca, nörolojik hastalıklar, bağışıklık sistemi hastalıkları ve genetik bozukluklar gibi birçok farklı hastalığın tedavisinde de umut verici bir potansiyele sahiptir.
Kök hücrelerin kullanımıyla birlikte birçok hastalığın tedavisi mümkün hale gelebilir ve yaşam kalitesi artırılabilir. Aileler, kordon kanının saklanması konusunda bilinçli bir şekilde karar vermelidirler. Kordon kanının saklanmasına karar verirken, maliyet, ailenin tıbbi öyküsü geçmişi, hastalık riskleri ve potansiyel kullanım olasılıkları gibi faktörleri göz önünde bulundurmak önemlidir.
Kordon Kanı Nedir?
Kordon kanı, doğum gerçekleştikten hemen sonra, plasenta ve göbek kordonundan alınan kan örneğidir. Plasenta, gebelik sırasında anne ve fetüs arasındaki bağlantıyı sağlayan ve beslenmeyi, oksijen alışverişini ve atık ürünlerin uzaklaştırılmasını mümkün kılan bir organdır. Kordon kanı ise plasenta içindeki kan damarları yardımı ile bebek için oksijen ve besin maddeleri taşıyan çok önemli bir kaynaktır. Kordon kanı, plasentanın içinde bulunan bir damar ağı aracılığıyla bebeğin dolaşım sistemine bağlanır.
Kordon kanı, özellikle kök hücreler bakımından zengin bir kaynaktır. Kök hücreler, özelleşmiş hücrelere dönüşebilme yeteneğine sahip olan ve farklı dokuların onarımı ve yenilenmesine katkı sağlayabilen hücrelerdir. Kordon kanında bulunan kök hücreler, tedavi amaçlı kullanılabilecek çok çeşitli hücre tiplerine farklılaşabilirler.
Kordon kanı saklanması, kordon kanından elde edilen bu değerli kök hücre kaynaklarını gelecekteki tedavi seçenekleri için kullanılabilir hale getirir. Aileler, kordon kanını özel bankalarda saklatarak aile üyelerinin potansiyel hastalıklarının tedavisi için bir kaynak sağlayabilirler. Kordon kanının kök hücreleri, özellikle kemik iliği kök hücreleri ile benzer özelliklere sahiptir. Bu nedenle kordon kanı, kemik iliği nakli gerektiren hastalıkların tedavisinde alternatif bir kaynak olarak değerlendirilebilir.
Kordon Kanı Alma Süreci ve Önemi
Bu kanın alınma işlemi genellikle doğumun hemen ardından gerçekleşir. Bu süreç, bebeğin doğum kordonunun doğru bir şekilde kesilmesi ve kanın özel bir kapta toplanması ile tamamlanır. Sonrasında bir kan bankasına gönderilerek burada donör veritabanlarına dahil edilir. Kordon kanı alma işlemi, oldukça basit ve güvenlidir.
Kordon kanı alma prosedürünün önemi, bu kanda mevcut olan hematopoetik kök hücrelerin tedavi amacı ile kullanılabilir olmasıdır. Hastalıkların tedavi edilmesine yardımcı olan bu kök hücreler özellikle lösemi, bazı genetik hastalıklar ve kemik iliği hastalıkları gibi hastalıkların tedavisinde kök hücre nakli için oldukça önemli bir faktördür. Dolayısı ile birçok hastalığın tedavisinde umut vaad eden bir seçenek olarak kan alma işlemi kök hücre tedavisi için ciddi ve önemli bir kaynak sağlamaktadır.
İlginizi Çekebilir: What is Myoma?
Kordon Kanı Saklama Yöntemleri ve Süreçleri
Kordon kanı, gelecekteki tıbbi tedaviler için kullanılabilen kök hücreler açısından oldukça zengin bir kaynaktır. Kök hücreler kordon kanı işlendikten sonra geriye kalan materyaldir. Bu hücreler özel taşıyıcı kaplara aktarılır. Bunlar da -196°C’lik özel tanklara yerleştirilir. Kordon kanı, doğum anında elde edilse de ilerleyen yıllarda dahi kullanılabilir bir değere sahiptir. Özel tanklarda ihtiyaç duyulana kadar saklanırlar. Tüm bu prosedürün geçerli tüm kalite standartlarını karşılaması gerekmektedir.
Doğum anında elde edilen kordon kanındaki kök hücreler, bebeğin kendi tedavisi için ya da kardeşleri veya diğer aile üyeleri gibi doku uyumu sağlanabilen bireyler için de potansiyel bir kaynak olabilir.
Kordon kanı 3 aşamalı olarak saklanmaya alınacaktır:
- Uygunluk Değerlendirmesi: Kadın hastalıkları ve doğum uzmanının izin vermesi ve aile ve gebelik öykünüzde kordon kanını saklamaya engel bir durumun olmaması kaydıyla, doğumdan 2 ay önce yapılacak bulaşıcı sarılık, AIDS, sifiliz ve diğer bazı bulaşıcı hastalık testlerinizin (HbsAg, HCV, HIV, Sifiliz, CMV) uygun çıkması ve gebeliğinizin 35 haftayı tamamlamasından sonra kordon kanı saklatmaya uygun olduğunuza dair birinci aşama tamamlanmış olur.
- Kordon Kanının Alınması: Hamilelik sürecinin en son aşaması olan doğum anı geldiğinde, doğum sonrası plasenta ile birlikte göbek kordonu kesilmektedir. Kordon kanı tam olarak bu aşamada toplanmaktadır, bu işlem esnasında ağrı hissedilmez hızlı ve pratik bir işlemdir. Doğum esnasında doktorunuzun son onayı vermesi, boşalan gebelik kesesi suyunun (amniyon mayi) temiz olması, bebek kilosunun 2000 gr.’dan fazla olması, en az 60 cc. kordon kanı alınması halinde ikinci aşama tamamlanmış olur.
- İşleme: Kordon kanı ilk iki aşamayı geçtikten sonra, toplanmış olan bu kan laboratuvar ortamına gönderilerek burada uzmanlar tarafından işlendikten sonra içerisindeki kök hücreler ve diğer önemli bileşenler ayrıştırılır. İşleme süreci oldukça önemlidir çünkü bu süreç kök hücrelerin daha uzun süre saklanabilmesi ve kullanılabilmesini sağlar. Bu kandan yapılacak analizlerde en az %90 canlılık ile 2 x106 canlı kök hücrenin tespit edilmesi ve yukarıda bahsedilen bulaşıcı hastalık testlerinin uygun çıkmış olması halinde geçici saklamaya, yapılan kültür testlerinde de 24-48 saat sonunda sonuçların negatif çıkması ile de kalıcı saklamaya alınacaktır. Kan içerisinde ayrıştırılan bu kök hücreler, özel kaplara konularak muhafaza edilir. Bu kap veya çantalar genellikle sıvı nitrojen gibi düşük sıcaklıklarda dondurulur. Bu şekilde saklanan kök hücreler, uzun bir zaman stabil ve dikkatli bir şekilde korunabilirler.
- Saklama: Kök hücrenin saklama süreci tamamlandıktan sonra, aileye ve bu kanı saklayacak olan firmaya ait tüm belgeler düzenlenir. Kök hücrelerin sahibi ve kalitesi açısından bu belgeler önemlidir. Sonrasında bu kök hücreler, özel alanlarda uzun süreler depolamaya alınır. Kordon kanının ne kadar süre saklanabileceği en çok merak edilen konulardan biri olup, yapılan çalışmalarda elde edilen bugünkü veriler ışığında kordon kanının 15 yıla kadar sağlıklı olarak saklanabileceği görülmüştür. Ancak mevcut yöntemlerle toplanan kordon kanları içerisindeki kök hücre miktarı 40 kg üzerindeki hastalar için yeterli olamamaktadır. Bu nedenle Kordon Kanı Bankacılığı Yönetmeliği’ne göre saklama süresi 12 yıldır. 12 yıllık bir saklama süresi sonunda, saklatmış olduğunuz kordon kanı çocuğunuz için yetersiz kalabileceğinden, başka bir gerekçeyle saklanmasına devam edilmesi için başvuru yapılmadığı takdirde, kordon kanı ihtiyaç duyan başka hastaların kullanımına açık hale gelecektir. İsterseniz daha önce de saklatmakta olduğunuz kordon kanını ihtiyaç duyan ve doku uyumu olan başkalarının kullanımına da açabilirsiniz.
Seçeceğiniz kordon kanı bankası, Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı olmalı ve uluslararası kabul görmüş standartlara sahip olmalıdır. Kordon kanının işlenmesi ve depolanması için bankanın güncel en iyi uygulamaları kullanması ve tutarlı standart çalışma prosedürlerine sahip olması gerekmektedir. Seçtiğiniz banka, kordon kanını uygun koşullar altında laboratuvara iletebilmeli, 48 saat içerisinde işleyebilmeli ve bebeğinizin kök hücrelerini en üst düzeyde koruyabilmek için sağlam ve etkili bir sistem kullanmalıdır.
İlginizi Çekebilir: Plasenta Previa Nedir?
Kordon Kanı Saklamanın Avantajları Nelerdir?
Bu kan, hematopoetik kök hücreler adında hücrelere sahiptir. Bu hücreler, birçok türde kan hücresine dönüşebilir ve kan hastalıkları, metabolik hastalıklar, bazı kanser hastalıkları gibi birçok hastalıkta tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Kordon dokusunda yer alan kök hücreler, diğer yeni kök hücreleri oluşturma yeteneklerinin en üst seviyesinde yer alır. Aynı zamanda kordon dokusunda yer alan kök hücre sayısı, diğer kaynaklardan 3 ile 14 kat daha fazla olabilmektedir. Dolayısı ile bu kök hücreler, başka kaynaklardan elde edilen hücrelere kıyasla çok daha üretkendir.
Doğum anında yapılan bu toplama işlemi, anne ve bebek için minimal risk taşımaktadır. Bu nedenle de güvenli bir işlemdir. Kemik iliği veya periferik kan kök hücre nakillerinin yapılamayacağı durumlarda bu kök hücreler alternatif bir tedavi yöntemi sunar..
Kordon Kanı Hangi Hastalıkların Tedavisi İçin Kullanılır?
Bu kan, kök hücreler tarafından oldukça zengin bir kaynak olarak bilinmektedir ve birçok hastalığın tedavisinde kullanılabilecek potansiyel bir kaynak özelliği taşımaktadır. Kordon kanı, hastalıklarının tedavisi için kök hücre nakline ihtiyaç duyan ya da duyacak olan hastalar için, kök hücre kaynağı olarak kullanılmak üzere saklanmaktadır. Gelecekte başka bazı amaçlarla kullanımı söz konusu olabilirse de, halen bu amaçla saklanmasına neden olabilecek kesin bilimsel veriler oluşmamıştır.
Bu potansiyel tedavi alanlar için şu hastalıklar sıralanabilir:
- Kök hücre nakli: Kök hücre nakli, bazı kan hastalıkları, lösemi ve kemik iliği kanseri gibi kan hastalıklarının tedavisi için tercih edilen bir nakil işlemidir. Bu aşamada kök hücreleri tedavi yöntemi olarak tercih edilebilmektedir.
- Bağışıklık sistemi hastalıkları: Bu hastalıkların tedavisinde kök hücreler kullanılmaktadır. Örneğin, otoimmün hastalıklar veya immun yetmezlik durumlarına yönelik tedaviler için kullanılabilmektedir.
- Doku onarımları: Bu kök hücreler, bazı hastalık veya yaralanmalardan kaynaklı doku onarımları için tedavi seçeneği olabilmektedir.
- Genetik hastalıklar: Bazı genetik hastalıkların tedavisi için kök hücreler kullanılabilmektedir.
İlginizi Çekebilir: Adet Söktürücü İlaçlar Nelerdir
SIK SORULAN SORULAR
Kordon Kanı Kaç Yıl Saklanmalıdır?
Yapılan çalışmalarda elde edilen bugünkü veriler ışığında kordon kanının 15 yıla kadar sağlıklı olarak saklanabileceği görülmüştür. Ancak mevcut yöntemlerle toplanan kordon kanları içerisindeki kök hücre miktarı 40 kg üzerindeki hastalar için yeterli olamamaktadır. Bu nedenle Kordon Kanı Bankacılığı Yönetmeliği’ne göre saklama süresi 12 yıldır.
Kordon Kanı Aile Bireylerinde Kimler İçin Kullanılabilir?
Alınan bu kan bebeğin kendisinin dışında doku uyumu olan diğer aile bireyleri için tedavi amaçlı kullanılabilmektedir. Anne, baba ve kardeşlerin doku uyumu ile birlikte kullanılabilmektedir. Ancak günümüzdeki bilimsel çalışmalardan elde edilen verilere göre mevcut yöntemlerle toplanan kordon kanları içerisindeki kök hücre miktarı 40 kg üzerindeki hastalar için yeterli olmadığı görülmüştür.
Kordon Kanı Alınırken Bebeğe veya Anneye Zararı Var mıdır?
Doğum sonrasında göbek bağının kesilmesi ile birlikte bu kan toplanarak alınır. Bu işlemin anneye veya bebeğe herhangi bir zararı yoktur.
Doğum Şekli Kordon Kanı Toplanmasını Etkiler mi?
Bu işlem doğum şekillerinden bağımsız olarak uygulanmaktadır. Normal doğumda da sezaryen doğumda da toplama işlemi gerçekleştirilebilir.
İlginizi Çekebilir: G-Shot Nedir?