Paylaş

Hamilelikte Deprem hazırlığı

Hamilelikte Depreme Hazırlık ve Deprem Anında Yapılması Gerekenler

Yeryüzünün en aktif fay hatlarının bulunduğu bir bölgede yer alan ülkemiz, her zaman büyük ve yıkıcı deprem tehlikesi ve riskine maruz kalan bir ülkedir. Ülkemizde önemli ölçüde can ve mal kayıplarına yol açan yüzlerce deprem meydana gelmiş ve bu depremlerde binlerce insanımız hayatını kaybetmiş, yaralanmış ve ciddi mal kayıpları yaşanmıştır.

Son 30 yıl içerisinde toplumsal hafızamızda derin yaralar bırakan 1999 yılında Gölcük ve Düzce depremleri, 2011 yılında Van depremi, 2020 yılında Elazığ ve İzmir depremleri ve son olarak 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli ve 10 ilimizde büyük yıkıma ve binlerce can kaybına neden olan ve yüzyılın felaketi olarak adlandırılan depremlerde yaşananlardan ders çıkararak, yeni felaketlerin önüne geçilebilmesi için bireysel ve toplumsal akla en çok ihtiyaç duyduğumuz günlerde, olası bir deprem felaketi ile karşı karşıya gelindiğinde anne adaylarının nasıl davranmaları, kendilerini ve bebeklerini nasıl korumaları gerektiğine ilişkin bilgi sahibi olmaları oldukça önemlidir.

Depremlerde can kayıplarının ve yaralanmaların artmasındaki nedenlerden biri de sarsıntı anında kişilerin ne yapmaları gerektiğini bilmemeleridir.

Deprem riskinin yüksek olduğu bir bölgede yaşıyorsanız, olası bir deprem riskine karşılık aşağıdaki önlemlerin alınması, herkes için olduğu kadar bilhassa hamile bireyler için büyük önem taşımaktadır:

  • Deprem sonrasında evinizde meydana gelebilecek hasar riski veya deprem anında eşiniz ve yakın aile bireyleriniz ile aynı yerde bulunamama ve iletişim araçlarının etkin çalışamaması riskine karşılık, eşiniz ve yakın aile bireyleriniz ile bir buluşma noktası belirleyin. Bu yerin bir erken doğum ya da düşük riskini de göz önünde bulundurarak tam teşekküllü bir sağlık kuruluşuna yakın bir nokta olmasına özen gösterin.
  • Temel ilk yardım eğitimi, her bireyin alması gereken bir eğitim olup, bu eğitimleri veren kamu ve sivil toplum kuruluşlarına müracaat ederek, acil durum ve tehlike anında kendinize ve sevdiklerinize sağlık ekipleri gelmeden önce temel müdahalelerde bulunabilecek temel ilk yardım bilgisine sahip olun.
  • Doğumunuzu takip eden doktorunuz ile acil bir durumda ne yapmanız gerektiği konusunda eşiniz ve hatta birinci derece bir yakınınızın da katılımı ile görüşün.
  • Evinizde şiddetli bir sarsıntıda üzerinize devrilme riski olan eşyaları sabitleyecek önlemler alın.
  • Depremin ne zaman gerçekleşeceğini öngörememekle birlikte, eviniz, işyeriniz ya da sık zaman geçirdiğiniz diğer yerlerde depreme yakalanma riskinize karşılık bu yerleri “Yaşam Üçgeni” açısından inceleyin ve en doğru pozisyonu alabileceğiniz noktaları belirleyin.
  • Acil durumda ihtiyaç duyabileceğiniz malzemeleri belirleyin, afet ve acil durumlar konusunda yetkin kurum ve kuruluşların önerilerini de dikkate alarak bir acil durum çantasını kolaylıkla erişebileceğiniz bir yerde muhafaza edin. Hamile bireylerin acil durum çantalarında tavsiye edilen malzemelere ek olarak protein bar, kuruyemiş gibi dayanıklı ve besleyici gıdalar, varsa düzenli kullandığınız ilaçlar, su ve hijyen malzemelerini bulundurmaları önemlidir.

Deprem sırasında ise;

  • Panik yapılmamalı,
  • Bulunduğunuz yerde sabitlenmemiş dolap, raf, pencere gibi üzerinize düşme riski bulunan eşyalardan uzak durulmalı,
  • Varsa sağlam sandalyelerle desteklenmiş masa altına veya dolgun ve hacimli koltuk, kanepe, içi dolu sandık gibi koruma sağlayabilecek eşya yanına çömelerek veya uzanarak “YAŞAM ÜÇGENİ” oluşturulmalı, deprem sırasında sarsıntı sona erene kadar ÇÖK, KAPAN, TUTUN pozisyonunda kalınmalı (Hamile bireylerde bu durumda iken kapanıp, ayaklar karına doğru çekilerek cenin pozisyonunda yaşam üçgeni oluşturulabilecek bir yerde pozisyon alınması, karın bölgesinin büyük bir bölümünün korunması için en ideal yöntemdir.)
  • Sarsıntı devam ederken, merdivenlere ya da çıkışlara doğru koşulmamalı, sarsıntı bitince dışarı çıkılmalı,
  • Artçı depremlerde de ana depremde yapılması gerekenler yapılmalıdır.

Deprem sonrasında, ilk fırsatta takibinizi yapan doktorunuza veya bunun mümkün olmaması halinde bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına muayene olarak genel sağlığınızı ve bebeğinizin sağlığını kontrol ettirin.

Bir deprem felaketine maruz kalmak, herkes için stresli ve zor bir süreçtir. Ancak anne adaylarının hamilelik süreçlerini sağlıklı bir şekilde geçirmeleri ve sağlıklı bir doğumun gerçekleşebilmesi için bu dönemde yaşadıkları stres ve kaygıyı azaltmak adına yakınlarının psikolojik desteği ve hatta bir uzmandan destek alınması oldukça önemlidir. Normal düzen yeniden tesis edilinceye kadar anne adayının dinlenmesi, bol temiz su içmesi, hijyenik bir ortamda bulunması ve dengeli ve yeterli beslenmesi de depreme bağlı hamilelik sürecinde oluşabilecek olumsuzlukların önüne geçilebilmesi açısından dikkat edilmesi gereken hususlardır.

Maruz kalınan stres ve üzüntü, erken doğum riskini de tetikleyebileceğinden, erken doğumun belirtilerinin neler olduğu hususunda önceden bilgi sahibi olunması da, muhtemel bir erken doğum tablosunda sürecin doğru şekilde yönetilebilmesi açısından önemlidir. Şayet düzenli rahim kasılmaları, karnın alt kısmında adet sancısına benzer ağrılar, vajina ya da karın alt bölgesinde basınç hissi, kanama veya lekelenme, su gelmesi gibi belirtilerin olması durumunda derhal en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Korku ve stres kaynaklı erken doğum veya düşük riski yüksek olmamakla birlikte, bireyin hamileliğin hangi döneminde olduğu da riskin derecesini belirleyen bir etmendir. Herhangi bir yaralanma veya düşme durumu olması halinde de mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmayı ihmal etmeyin.

Deprem gibi büyük afetlerin, hamileler gibi hassas gruplar üzerinde kısa vadeli olumsuz sonuçları olabileceği gibi özellikle maruz kalınan stres ve kaygının yarattığı travmanın anne ve bebek üzerindeki uzun vadeli sonuçları da bilimsel araştırmalara konu olmaktadır. Bu nedenle deprem sonrasında hemen tıbbi destek alınması ve akabinde de psikolojik destek alınması kısa vadedeki sonuçlar üzerinde etkili olacağı gibi uzun vadedeki sonuçlar bakımından da oldukça önemlidir.

Bu tür felaketlerin yaşanmaması için toplumdaki her bireyin ve kurumun bilinçlenerek üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesi ve bir daha böyle üzücü hadiselerin yaşanmamasını, herkesin sağlıklı bir yaşam sürmesini dilerim.

İlginizi Çekebilir: Gebelikte Beslenmenin Önemi

Doç. Dr. Taha Takmaz

Assoc. Prof. Taha Takmaz

Kadın Hastalıkları ve Doğum ile ilgili faydalı bilgileri sizler için paylaşıyorum.

Diğer Yazılarımız

Call Now Button