Hamilelik, doğal bir süreç olsa da, bazen istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir ve düşük gibi zorlu bir durumla karşılaşabilirsiniz. Bu durumlar, çoğu zaman anne veya bebeğin sağlığını etkileyen faktörlerden kaynaklanabilir. Hamilelik sürecinde dikkatli olmak ve doktorunuzun tavsiyelerini takip etmek, olası riskleri azaltmada önemli bir adımdır.

Düşük Nedir?

Düşük, gebeliğin doğum öncesi döneminde embriyo veya fetusun beklenenden önce kaybıdır. Tıbbi terim olarak "spontan abortus" olarak da adlandırılan düşükler, gebeliğin ilk 20 haftası içinde gerçekleşebilmekteyken çoğu düşük, özellikle gebeliğin erken dönemlerinde gerçekleşir, genellikle ilk 12 hafta içinde ortaya çıkar. Düşükler genellikle kontrol dışında gerçekleşir ve bebeğin kromozom yapısındaki farklılıklar veya diğer tıbbi faktörler nedeniyle fetüsün gelişiminin durması sonucu oluşabilir.

Hamilelik sürecindeki bir düşük, anne adayı için duygusal ve fiziksel olarak zorlayıcı olabilir. Ancak, düşük yaşayan bir anne adayının kendisini suçlu hissetmesine gerek yoktur. Düşüklerin çoğu, anne adayının kontrolü dışında gerçekleşen ve sıklıkla tıbbi müdahale gerektiren durumlardır. Bu nedenle, hamilelik sürecinde bir düşük yaşandığında, anne adayının kendisini suçlu hissetmemesi ve bu durumu üstlenmemesi önemlidir. Bunun yerine, profesyonel destek almak ve duygusal olarak desteklenmek önemlidir. Ayrıca, hamilelik öncesi ve hamilelik sırasında sağlıklı yaşam tarzı seçimleri yapmak, düşük riskini azaltmada yardımcı olabilir.

Düşük Sebepleri Nelerdir?

•  Genetik faktörler, embriyonun veya fetüsün genetik anomalileri veya kromozom bozukluklarına sahip olması.
•  Rahimde veya rahim ağzında yapısal anormallikler gibi anatomik faktörler.
• Plasentanın rahime doğru bağlanmaması veya işlevini tam olarak yerine getirememesi.
•  Yapısal sorunlar.
•  Hormonal dengesizlikler.
• Progesteron seviyelerinin düşük olması.
• Gebelik sırasındaki bazı enfeksiyonlar.
• Anne vücudundaki sağlık sorunları.
• Diyabet, tiroid bozuklukları veya bağışıklık sistemi bozuklukları.
• Sigara içme, aşırı alkol tüketimi, uyuşturucu kullanımı, aşırı kafein tüketimi gibi çevresel faktörler..
• Obezite.
• Fiziksel travma veya aşırı duygusal stres.

Düşük Belirtileri Nelerdir?

Düşük yaşandığında ortaya çıkan belirtiler arasında vajinadan gelen beklenmedik kanama, sıvı veya doku boşalması ve karna şiddetli ağrı gibi belirtiler bulunmaktadır. Ayrıca, düşük yaşandığında aşağıdaki belirtiler de ortaya çıkabilir:

• Vajinal kanama: Düşük sırasında vajinadan kanama görülebilir. Kanama hafif lekelenme veya şiddetli kanama şeklinde olabilir.
• Alt karında kramp ve ağrı: Rahim kasılmaları ve ağrılar genellikle düşük belirtileri arasındadır. Bu ağrılar genellikle alt karın bölgesinde yoğunlaşır.
• Vajinadan doku veya sıvı boşalması: Düşük sırasında vajinadan doku parçaları veya sıvı boşalması görülebilir. Bu, bebeğin veya plasentanın atıldığını gösterir.
• Sırt ağrısı: Düşük sırasında sırt ağrısı da yaygın bir belirtidir. Bu ağrı genellikle alt sırtta yoğunlaşabilir.
• Meme hassasiyeti: Düşük sırasında bazı kadınlar meme hassasiyeti yaşayabilir. Ancak, bu belirti her zaman olmayabilir.
• Kilo kaybı: Düşük sonrası hafif bir kilo kaybı yaşanabilir.
• Beyaz veya pembe mukus: Düşük sırasında vajinadan beyaz veya pembe renkte mukus gelmesi de gözlemlenebilir.
• Kasılmalar: Düşük sırasında rahimde kasılmalar olabilir. Bu kasılmalar bazen ağrılı olabilir.
• Hamilelik belirtilerinde azalma: Düşük yaşanmasıyla birlikte hamilelik belirtileri (örneğin, sabah bulantıları) azalabilir veya kaybolabilir. Özellikle vajinadan gelen kanama, lekelenme veya kahverengimsi akıntı gibi belirtiler farklılık gösterebilir ve kanama miktarı birkaç gün içinde değişebilir.

Hamilelik sürecinizde bu tür belirtileri yaşarsanız, vakit kaybetmeden bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurmanız önemlidir.

Düşük Türleri Nelerdir?

Düşük, hamilelik sırasında çeşitli sebeplerle oluşabilen farklı türlerde meydana gelebilir.

• Erken Düşük: Gebeliğin ilk 12 haftası içinde gerçekleşen düşüklere erken düşük denir. Bu tür düşükler genellikle bebeğin gelişimi sırasında ortaya çıkan genetik veya yapısal sorunlar nedeniyle meydana gelir.
• Geç Düşük: Gebeliğin 12. haftasından sonra gerçekleşen düşüklere geç düşük denir. Bu tür düşükler daha nadirdir ve genellikle anne veya bebeğin sağlığıyla ilgili ciddi sorunlarla ilişkilendirilir.
• Tam Düşük (Komplet Düşük): Rahimden tüm gebelik materyalinin çıkarıldığı düşüklere tam düşük denir. Bu durumda, rahim genellikle kendini temizler ve kanama sona erer.
• Kısmi Düşük (İnkomplet Düşük): Rahimden sadece bir kısmı çıkarılan düşüklere kısmi düşük denir. Bu durumda, rahimde kalan gebelik materyali veya doku olabilir, bu da daha fazla tıbbi müdahale gerektirebilir.
• Tekrarlayan Düşük: Ardışık gebeliklerde üç veya daha fazla düşük yaşanması durumunda tekrarlayan düşük söz konusudur. Bu durumda, altta yatan bir tıbbi sorun olabilir ve tedavi gerekebilir.
• Kimyasal Düşük: Gebelik testi pozitif çıktıktan sonra, beklenen adet döneminden önce düşük oluşması durumudur. Bu tür düşükler genellikle embriyonun implantasyonunda sorun olduğunda meydana gelir.

Bu türlerin her biri farklı semptomlar, nedenler ve tedavi gerektirebilir. Düşük yaşandığında veya böyle bir durumun varlığından şüphelenildiğinde derhal bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurulması gerekir.

Düşük Riskini Artıran Faktörler

Düşük riskini artıran bir dizi faktör bulunmaktadır:

• Yaş Faktörü: İleri yaş (35 yaş ve üzeri) hamileliklerde düşük riski artabilir.
• Daha Önce Yaşanan Düşükler: Daha önce düşük yaşamış olmak, gelecekteki hamileliklerde düşük riskini artırabilir.
• Genetik Faktörler: Anne veya baba tarafından kalıtılan genetik bozukluklar, düşük riskini artırabilir.
• Tıbbi Durumlar: Diyabet, tiroid hastalıkları, lupus gibi bazı tıbbi durumlar düşük riskini artırabilir.
• Rahim Anomalileri: Rahimdeki yapısal anormallikler, gebeliğin normal şekilde ilerlemesini engelleyebilir ve düşük riskini artırabilir.
• Sigara İçme: Sigara içmek, düşük riskini artırabilir.
• Alkol ve Uyuşturucu Madde Kullanımı: Alkol tüketimi ve uyuşturucu madde kullanımı, düşük riskini artırabilir.
• Aşırı Kafein Tüketimi: Aşırı kafein tüketimi, düşük riskini artırabilir.
• Aşırı Kilolu veya Zayıf Olma: Aşırı kilolu veya aşırı zayıf olmak, düşük riskini artırabilir.
• Enfeksiyonlar: Gebelik sırasında ortaya çıkan bazı enfeksiyonlar, düşük riskini artırabilir.
• Çevresel Faktörler: Kimyasal maddelere maruz kalma, radyasyon gibi çevresel faktörler düşük riskini artırabilir.
• Stres: Yüksek düzeyde stres, hamilelik sırasında düşük riskini artırabilir. Bu faktörlerden bir veya birkaçına sahip olmak, düşük riskini artırabilir ancak her durumda düşük yaşanacağı anlamına gelmez. Hamilelik öncesinde sağlık kontrolü ve risk faktörlerinin değerlendirilmesi önemlidir.

Düşük Nasıl Teşhis Edilir?

Pelvik muayene yapılarak rahim boyutu ve şekli değerlendirilir. Herhangi bir anormallik veya doku parçası olup olmadı belirlenir. Düşük şüphesi olan kadınlara ultrasonografi yapılır; bu, embriyonun veya fetüsün varlığını, boyutunu ve gelişimini değerlendirmek için önemlidir. Bunun yanı sıra kan testleri de kullanılmaktadır. Beta hCG seviyeleri gibi kan testleri, gebeliğin ilerleyişini izlemek için önemlidir. Vajinal kanama ve karın ağrısı gibi semptomlar da doktorun düşük riskini değerlendirmesinde önem arz eder. Bu teşhis yöntemleri genellikle bir arada kullanılır ve düşüğün varlığını belirleme ve nedenini anlama sürecinde doktorlara rehberlik eder.

Düşük Tedavisi Nasıl Yapılır?

Düşük tedavisi, düşüğün türüne, şiddetine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Düşük belirtileri başladığında bazen bekleyip gözlem edilir, bunun sebebi vücudun doğal olarak düşüğü tamamlamasına izin vermektir. Fakat bazı durumlarda, medikal tedavi veya cerrahi müdahale gerekebilir. Medikal tedavide, düşük sürecini hızlandırmak veya tamamlamak için ilaç kullanılabilir. Küretaj (rahim içindeki doku temizleme), gebelik dokularını temizlemek için kullanılabilir. Cerrahi müdahale, düşük tamamlanmamışsa veya komplikasyonlar meydana gelirse gerekebilir. Kürtaj işleminin rahimdeki dokulara zarar verilmeden dikkatli bir şekilde yapılması gerekmektedir. Tedavi sürecinde, düşük yaşayan kadınlar ve aileleri çoğunlukla duygusal destek almak için danışmanlık veya psikoterapi gibi kaynaklara yönlendirilirler. Her düşük vakası farklıdır ve tedavi seçenekleri hastanın özel durumuna göre belirlenir.

Düşük Sonrası Ne Zaman Hamile Kalınır?

Düşük sonrası bir kadının tekrar hamile kalabilmesi için bir süre beklemesi önerilir. Bu süreçte, vücudun fiziksel olarak iyileşmesi ve rahim iç tabakasının yeniden sağlıklı bir seviyeye gelmesi gereklidir. Düşük sonrası tekrar hamile kalmadan önce psikolojik olarak da hazır olması önemlidir; çünkü düşük deneyimi, bir bakıma travmatiktir ve iyileşme süreci zaman alabilmektedir. Yeniden gebelik planlamasında doktorunuzun tavsiyelerine uymak önemlidir.

Düşük Kanı Rengi Nasıldır?

Düşük kanının rengi, kanamanın şiddetine ve düşüğün türüne bağlıdır. Başlangıçta, kanama genellikle pembe veya hafif kırmızı renktedir ve rahim içinde hafif bir kanamanın işaretidir. Düşük ilerledikçe, kanamanın rengi daha koyu kırmızıya veya kahverengiye dönüşür. Bu dönüşüm rahim içindeki kanamanın arttığını ve daha fazla doku veya embriyo parçasının atıldığını gösterir. Düşük sırasında kanamanın içinde pıhtılar veya doku parçaları bulunabilmektedir, bu durum düşüğün ilerlemiş olduğunu veya tamamlanmak üzere olduğunu işaret edebilmektedir.

Daha Fazla Bilgi ve İletişim için : Buraya Tıklayın!